-
1 zincir
око́вы (мн) цепь (ж)* * *1) врз. цепь; цепо́чкаdemir zincir — я́корная цепь
otomobillerin bitmez tükenmez zinciri — бесконе́чная цепо́чка автомоби́лей
olaylar zinciri — цепь собы́тий
2) око́вы, кандалы́zincire vurmak — закова́ть кого-л. в кандалы́
См. также в других словарях:
zincir — is., Far. zencīr 1) Birbirine geçmiş bir sıra metal halkadan oluşan bağ 2) Art arda gelen şeylerin oluşturduğu dizi Otomobillerin bitmez tükenmez zinciri üzerinden geçiyor. A. İlhan 3) Taşıtların kar veya buzda kaymaması için tekerleklerine… … Çağatay Osmanlı Sözlük
AHEN — Demir. * Mc: Sert. Zincir. Kılıç … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
bukağı — is., esk. 1) Ağır cezalıların ayaklarına takılıp ucuna pranga bağlanan demir halka Bukağılı Babanın başı ucunda düşman zindanında taşıdığı bukağılar vardı. Y. K. Beyatlı 2) Kaçmaması için hayvanların ayağına takılan zincir, demir köstek Atasözü,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
karamusal — is., den., İt. paramusselli Çifte demir atıldığında geminin dönmesiyle zincirlerin karışmasını önlemek için kullanılan, fırdöndüye bağlı zincir düzeni Acaba bu gece limanda tek demirle yatabilecek miyim? Yoksa karamusal mı yapalım? Halikarnas… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kelepçe — is., Far. kelebçe 1) Tutukluların kaçmasını önlemek için bileklerine takılan, bir zincirle tutturulmuş demir halka Kafile, kelepçe, zincir ve pranga sesleri ile meydanı geçti. F. R. Atay 2) tek. Kablo, boru vb. şeyleri bir yere bağlı tutmak için… … Çağatay Osmanlı Sözlük
LENGER — f. Gemiyi yerinde sâbit kılmak için denize atılan zincir ucundaki büyük demir çapa. * Bakırdan yayvan ve kenarları genişçe sahan veya tepsi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük